Bu yazıyı yazdığım an itibariyle 34 yaşındayım.
18 yaşından beri yazılımla iç içeyim ve geçimimi bu şekilde sağlıyorum. Küçük ama büyümek isteyen bir yazılım şirketim var.
Uzun ince bir yol hayat. Ne yaptığımız, ne yapamadığımız, geride ne bıraktığımız, nasıl anıldığımız önemli olan.
Katıldığım bir seminerde eğitmenimiz 2 farklı bilgi olduğundan bahsetti. Örtük Bilgi ve Açık Bilgi.
Açık bilgi, yazılabilir, dokümante edilebilir böylece diğer bireyler rahatlıkla bu bilgiyi alabilirler.
Örtük bilgi ise, tecrübelerle kazanılmış, biraz usta çırak ilişkisiyle aktarılabilecek bilgi imiş. Özellikle iş hayatında ve teknik anlamda düşündüğümde açık ya da örtük kendime sakladığım ya da aktaramadığım bir çok bilgiye sahip olduğum izlenimi edindim.
Bazen yazılımsal ya da teknik bir sorunu saatlerce, haftalarca çözmek için uğraştığım oldu. Bu bilgiler bende var ama başkaları da aynı sorunları yaşadıklarında neden tekrar tekrar aramak uğraşmak zorunda kalsın ki?
Girişimci olmak zordur. Genç bir girişimci olarak iş hayatına başladığımda yaptığım ve halen yapmaya devam ettiğim pek çok hata ve edindiğim pek çok tecrübe var. Pek çok girişimci bu zorlukların üstesinden gelemediği için vazgeçmek zorunda kalıyor.
Kalemim (klavyem) döndüğü kadarıyla tecrübelerimi, bilgimi, düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım burada. Belki kısa bir yazı, söz ya da bir fotoğraf ile.
Tabii iş hayatıyla ya da teknik konular sınırlı kalmamalı bunlar. Yaşamla, insanla ilgili kendi doğrularımı, düşüncelerimi aktarmaya çalışacağım. Bir kişi bile bundan faydalanırsa ne mutlu bana.
Sevgiler.