Umut Tuzkaya

Uzun ince bir yol..

Maaşla çalışmak mı kendi işini kurmak mı?

Pek çok insan hayatına maaşlı çalışan olarak devam eder. Kendi işini yapmak risklidir ve bazen getirisi olmaz hatta zarar bile edersin.

Bunun yerine maaşını alır belli bir seviyede geliri garantilersin. Tabii bunun da işsiz kalmak gibi başka riskleri vardır ama görece daha az. Bunun için de bazı insanlar daha az ama garantili bir gelire razı olarak memur olmak isterler.

Gelirden ziyade benim kabul edemediğim ömrünü ay başlarını takip ederek ve çoğu zaman amaçsız olarak ya da birilerinin kararlarını uygulayarak geçirmek. 

Maaşla çalışırken bile hiç bir zaman  pazartesi sendromu yaşamadım. Sendrom yaşadığı bir işte insan neden çalışır anlamıyorum.

Şöyle bir düşün; 1 gün 24 saat. Bunun ortalama 8 saati uyuyarak geçiyor. Özellikler büyük şehirlerde gidiş dönüş hazırlanma, servis ya da trafik vs nedenlerle ortalama 2 saat yolda gidiyor. Geriye kaldı 14 saat. Bunun en az 8 saati de işte geçiyor. Geriye kaldı mutlu olabileceğimiz 6 saat. 24 saatin sadece 6 saati bize ait öyle mi?

Bence değil.

İşte harcadığınız 8 saatte de mutlu olmalı insan. Mutlu olmadığın işi yapma. Mutlu olmadığın yerde çalışma.

 

Maaşla çalışmak mı kendi işini kurmak mı?

Maaşla çalışmak yanlış değil, kendi işini yapmak istemek de yanlış değil. Ne istiyorsun, ne hayal ediyorsun? Nasıl mutlu oluyorsun bunlar önemli.

Kalbinin sesini dinle hangisini yapmak istiyorsan onu yap emin ol senin için doğrusu budur.

Girişimci yalnızdır.

Bundan bir kaç sene önce internette tesadüfen sitesine rastladığım Ahmet Kırtok (http://ahmetkirtok.com) tarafından yazılmış ve benim de çok hoşuma giden bir yazı. Yazıyı ilk okuduğumda benimle tıpatıp aynı düşüncede olan ve aynı yollardan geçmiş birine rastlamak beni oldukça mutlu etmişti.

Ahmet Kırtok' un pek çok değerli yazısı var, okumanızı şiddetle tavsiye ederim.

 

 

Girişimci Yalnızdır..

Sürekli fikirleri olan ama bir türlü harekete geçmeyen ve kendine girişimci diyenlerden bahsetmiyorum. Fikir üreten, uygulayan, sonucu ne olursa olsun denemekten çekinmeyen girişimciler bahsini ettiğim.

Kendi işinin sahibi olma, işveren olma, projeler üretme, hakkında haberler çıkması ve buna benzer birçok cazibesi var girişimciliğin.

Nadiren de olsa başarısızlık hikayelerinin paylaşıldığı ama bu hikayeleri paylaşanların aslında çoktan büyük işler başardığı, çoğunlukla şişirilmiş başarı hikayeleri ile dolu bir yol girişimcilik yolu.

Doğal olarak çok cazip içinde olmayana, davulun sesinin uzaktan hoş geldiği gibi…

Birçok girişimcinin başından geçmiş, birçoğunun hiç paylaşmadığı, girişimci adaylarının duymaktan pek hoşlanmayacağı gerçekler var hayatta.

Hedefiniz iyi bir girişimci olmak ise, gerçekleri duymaya herkesten çok hakkınız var.

Girişimci yalnızdır, çünkü

·         Girişimci parasızdır

Tam anlamı ile sıfırdan girişimciliğe başlamış ve hayatında hiç parasız kalmamış girişimci tanımadım hiç. Bazısı ilk girişimini ayağa kaldırana kadar parasız kalır, bazısı hızlı büyürken, bazısı girişimi tutmayınca, ama bir şekilde her girişimcinin parasız dönemi ya da dönemleri olur.

Para ne yazık ki hayatta en önemli ihtiyaçlardan biridir. Para olmadığı zaman, çevrenizde birçok şey ve birçok insan da olmaz.

Bunu yaşamış girişimciler beni iyi anlar.

Girişimci adayları, aman canım, parasızlık da gelip geçer diyebilir. Ancak parasızlığın getirdiği stres ve yalnızlık birçok girişimcinin yarı yolda pes etmesinin en büyük sebebidir.

Çevrenizde gerçek dost dediğiniz birçok insan nedense birer birer uzaklaşır parasız kaldığınızda.

İşte bu yüzden iş hayatında kendini hep olduğundan büyük gösterme çabası vardır. Acıdır, ama bu girişimcilerin tecrübelerinden edindiği sonuçlarla geldikleri noktadır.

Girişimciliğe baş koyan birisi, parasız kalmayı göze alıp, yapayalnız kalacağı günleri baştan bilmeli ve bu yola ufak engellerde pes etmemek üzere çıkmalıdır.

·         Girişimcinin zamanı azdır

Girişimci normal bir işte çalışan herhangi bir arkadaşı gibi özgür değildir. Arkadaş sohbetlerinde hep özenilen insan olur. Ne güzel, istediğin zaman çalışırsın, istemediğin zaman çalışmazsın diye birçok arkadaşı kıskanır girişimciyi.

Ancak ortalama bir girişimci, haftada 40 saat, herhangi bir işte çalışan birinden neredeyse iki kat daha fazla çalışır.

Girişimcilik özveri ister.

Cuma akşamı, arkadaşların dışarda sohbet edip, eğlenirken ve ısrarla seni arayıp çağırırken, onlara ve kendine binbir bahane bulup, çalışmayı, işine konsantre olmayı gerektirir.

Girişimci, arkadaşlarına, sevdiklerine ve çevresine istediği zamanı hiçbir zaman ayıramaz.

Doğal olarak bir girişimci, herhangi bir işte çalışan birisine göre çok daha yalnız kalır sosyal hayatta da.

·         Girişimciyi herkes anlayamaz

Girişimci ruhen de yalnızdır.

Doğası gereği, girişimci ruhlu birisi farklı bakar hayata. Birçok kişinin görmediği fırsatları görür, çoğuna delilik gibi gelen fikirleri vardır.

Her girişimci hayatının bir döneminde anlaşılamamak sorunu ile karşı karşıya kalır.

Bir girişimcinin yapacağı en büyük hata, onu anlamayanların, fikirlerine yaptığı anlamsız eleştirilere önem vermektir. Birçok girişimci bu hataya düşer.

Girişimcilerin altıncı hissi kuvvetlidir. Eğer heyecan veren bir fikir gelmişse girişimcinin aklına, onu anlamayanlardan ne onay bekler, ne de destek. Bildiğini yapar ve fikrini harekete geçirir.

Girişimciden girişimciye değişen daha onlarca neden vardır yalnızlık üstüne.

İster ilk projeden itibaren başarı yakalansın, isterse birçok başarısız deneme olsun, girişimcilik denen uzun yolda, eninde sonunda yalnızdır girişimci.

Eğer büyük hayalleriniz varsa, her ufak engelde sendeledikten sonra o uzun yola devam etme gücünü kendinizde buluyorsanız, arkadaş, dost ve ailenizden birçok kişiyi kaybetmeye hazırsanız girişimcilik serüvenine atılın derim.

 

Büyük hayallere, büyük fedakarlıklar yapmadan ulaşamazsınız.